Anasayfan Yap    Favorilerine Ekle    E-Posta    Tavsiye Et    İletişim 
Bugün : 22 Mayıs 2025   
 
 
Günebakan Köyü Web Sitesi
 

 Ana Sayfa

 Haberler

 Forum

 Uyeler

 Ziyaretçi Defteri
 
Forumdaki Son cevaplar : İskeletin Dansı..(atlas) 22 TEMMUZ SEÇİM SONUÇLARI HAKKINDAKİ DÜŞ..(atlas) KADINLAR OLMASA..(deli_gonlum) GÜZEL SÖZLER..(atlas)  Sayfa :1,2, AŞKMI KARİYERMİ?..(eda_atmaca_61)  Sayfa :3,4,5, Trabzonsporun Düşüşün sebebleri neler di..(HaTiCe__)  Sayfa :1,2, KARADENİZ KÜLTÜRÜNÜ EN İYİ YANSITAN SANA..(sanis)  Sayfa :1,2,3, TÜRMilli Takım Kapılarını Yabancı Futbol..(sanis) ZEKERİYA BEYAZ-YAŞAR NURİ ÖZTÜRK..(atlas)  Sayfa :1,2, ULUSAL KANALLARIMIZ VE YAYIN AKIŞLARI..(atlas)
Menü
Ana Menü
     Ana Sayfa
     Haberler
     Forum
     Üyeler
     Ziyaretçi Defteri

Sizin İçin
     Oyunlar
İstatistikler
Üyeler
Son üyemiz : KUBRAATMACA
Bugün : 0
Dün : 0
Kayıtlı üye : 189

Aktif Üyeler
 Aktif üye yok..
Sitede aktif
Üye : 0
Misafir : 4
Toplam : 4
IP No : 3.135.248.19
Site sayacı
Bugün Tekil : 1239
Bugün Çoğul : 1239
Bugün Toplam : 2478
----------------
Dün Tekil : 1408
Dün Çoğul : 1410
Dün Toplam : 2818
----------------
Genel Tekil : 6875029
Genel Çoğul : 6881760
Genel Toplam : 13756789
İyiki Doğdunuz

Bugün Doğan yok!
Kayan Yazı
Öyle horozlar vardır ki, öttükleri zaman güneşin doğduğunu sanırlar.
H. Dunant

Felaketin bir iyliği varsa, hakiki dostlarımızı tanıtmasıdır.
Balzac

Ayakkabılarım olmadığı için üzülürdüm, ta ki sokakta ayakları olmayan adamı görene kadar
Balzac

Yenileceğinden korkan, daima yenilir.
Yıldırım Beyazıt

Tohum ek, vermezse toprak utansın.
Necip Fazıl

» Ziyaretçi defteri

Sende yaz

Yazan : MOLLAOGLU   Posta :
08.10.2007 12:09:52
Dertlerimiz kum tanesi kadar küçük, sevinçlerimiz Nisan yağmuru kadar bol olsun. Bu mübarek geceniz sevapla dolsun. Butun musliman aleminin Kandili mübarek olsun.

Yazan : MOLLAOGLU   Posta :
07.10.2007 13:04:20
SUKURLER OLSUN ALLAHIM KASIMPASAYA YENILMEDIK YAAAA

Yazan : MOLLAOGLU   Posta :
05.10.2007 10:44:33
KARADENIZ ,KARADENIZ
sahilde otururken gözlerim daldı birdenbire..
sonu yokdu denizin..ne kadar benziyordu gözlerine,
dalga dalga vuruyordu kıyılara, sert bir o kadarda sıcak dokunurdu yüreğine...
bir gemi takıldı gözlerime,
denizin ortasını yararak gidiyordu,
nasıl izi kalıyordu denizde
acıdanmı köpürüyordu deniz,sessizce...
ağlıyordu sanki,sence parçalanan bedeninemi?
yoksa geminin geriye dönmeden gidişinemi...
bir kızıllık var denizin yüzünde,
güneş battıkça kızıllık dönüyor karanlığa..
denizin yüzü geceye bürünüyor yavaşca...
gömemiyor sularına yapamıyor bunu o gemiye
gemi olmadan anlam yokki denizde!
bunu anlayan deniz kıyılara çarpıyor ölmek istercesine,
dalga deniyor onun bu çaresizliğine..
sense tek gemisin denizimde,
mavim kalmış olsada gözlerinde,
hapissin denizimde gidemezsin biryere,
seni hiç kimse çıkartamaz yeryüzüne
ne kara parçası bırakırım nede kıyı yeryüzünde
yıkarım bu dünyayı senin için bırakmam seni kimseye...


Yazan : MOLLAOGLU   Posta :
03.10.2007 17:03:19
HAKLISIN ZENOZENALI OZUR DILERIM,AMA BILINMESINDE FAYDA VAR UMARIM HERKES OKUMUSTUR. HALKIMIZ HER SEYI BILMELI

Yazan : zonozenali   Posta :
03.10.2007 09:04:46
site yöneticisinin dikkatine... burasi adi üzerinde ziyaretci defteridir meclis degil, dolayisiyla politika yapilacaksa burada yapilmasina izin verilmemeli cünkü eger karsi görüslerde ayniseyi yapar ve burayi siyasetarenasina cevirirse bu sayfanin tadi kacar bilgilerinize sunulur. tabi bu benim kisisel görüsüm
selamlar.

Yazan : MOLLAOGLU   Posta :
27.09.2007 18:48:44
AKP İktidarında Dış Borç Artışı Yüzde 59Dış borç stokunun AKP döneminde azalmadığı, 2002den 2006ya yüzde 59 arttığı görülüyor. 2006da da azaltılamamış, hatta yüzde 52 oranında büyültülmüş ve çok önemli bir kırılganlığa katlanılmıştır. Şimdi hükümet bu borç yükünün baskısı altında.

BİA Haber Merkezi - İstanbul

13 Nisan 2007, Cuma


Mustafa SÖNMEZ Türkiye'nin kamu-özel dış borç yükünün azalmadığı, özellikle özel sektör ayağında ürkütücü bir artış olduğu, 2006 dış borç verileri Hazine'ce yayımlanınca ortaya çıkmış bulunuyor. Dış borç stoku 2005 sonunda 170,5 milyar dolarken, 2006 sonunda 206,5 milyar dolara çıkmış görünüyor. Bu, 2006'da borç stokuna 36 milyar dolarlık yükün eklenmesi, yüzde 21'lik artış demektir. Bu artış bir yılda gerçekleştirilen astronomik bir artıştır aynı zamanda. Artışta etkili olan da özel sektörün yüzde 40'a yaklaşan dış borçlanmasıdır. Özel sektörün 206,5 milyar dolarlık dış borç toplamındaki payı da yüzde 57,5'e ulaşmış bulunuyor böylece.

Dış borç stokunun AKP döneminde azalmadığı, 2002'de 130 milyar dolarken 2006'nın sonunda 206,5 milyar dolara çıktığı görülüyor. Bu, dış borç stokunun yüzde 59 artması demektir.

Netleşen dış borç tablosunu yeniden masaya yatırdığımızda şunları görüyoruz:

Kamunun dış borç stoku azalmamış, büyümesi yavaşlamıştır. 2006'da kamu dış borç yükü yüzde 2.1 artarak 69,5 milyar dolara çıkmıştır.


DIŞ BORÇ STOKUNUN PROFİLİ

2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 Artış%
DIŞBORÇ STOKU (Milyon $) 118.503 113.592 130.005 144.839 162.231 170.529 206.471 21.1
KAMU 48.621 46.110 63.617 69.503 73.825 68.172 69.585 2,1
TCMB 14.082 24.343 21.995 24.364 21.401 15.417 15.669 1.6
ÖZEL 55.801 43.139 44.393 50.972 67.006 86.940 121.217 39,4
(%)
Kamu 41 40,6 48,9 48 45,5 40 34.6
TCMB 11,9 21,4 16,9 16,8 13,2 9 7.8
Özel 47,1 38 34,1 35,2 41,3 51 57.5



Kamunun AKP döneminde dış borç stoku azalmamış, 64 milyar dolardan 69,6 milyar dolara çıkmıştır. Bu, azalma değil artışta yavaşlamadır ve doğaldır, çünkü bu dönemde kamu dış borç almayı gerektirecek icraatta olmamıştır, Bir kere büyümeye katkısı olmamıştır. Borcu borçla kapatmayı hedef almış, bütçede faiz dışı harcama hedeflerini gerçekleştirmek için sürekli kamuya kemer sıktırmış, borç ödemiştir.

Nedir kemer sıkmalar? Memurlara düşük maaş ödemiş, yeni kamu personeli almamıştır. Sosyal devleti askıya alıp sosyal harcama yapmamış, toplumu kötü kamu hizmetine maruz bırakmış, kamu varlıklarını yok bahasına özelleştirmiş ve bunlarla faiz ödemesi yapmış, dolayısıyla yeni borçlanma yerine sosyal devlet olmaktan vazgeçerek kamunun borçlanmasını yavaşlatmıştır. Yine de kamu borç stokunu 6 milyar dolar artırmaktan geri kalmamıştır. Ama, daha önemlisi özel sektörün dış borç yüküdür ve Erdoğan, "Bu borçtan bana ne" diyemez, çünkü bir kriz anında bu borçlar özel sektörce ödenemezse, fatura kamunun önüne konulacaktır, nitekim 2001 yılında bu yapılmıştır.

Gelelim toplam dış borç stokunda özel sektörün kartopu gibi büyüyen borç yüküne.

Reel sektör borçları

Türkiye ekonomisinin 2006 da yaşananlarla birlikte kırılganlığını en çok artıran bu kez , finans kesimi değil, reel kesim oldu. Türkiye'nin dış borcunda son yıllarda baş gösteren "özelleşme", 2006'da iyice belirginlik kazandı ve yeni bir sıcak para krizinin yaşandığı Mayıs-Haziran döneminde bile azalmadı . Türkiye'nin dış borç stoku 2001 yılından sonraki dönemde yüzde 82,7 büyüyerek 2006 sonunda 206,5 milyar dolara kadar yükseldi. Bu dönemde özel sektörün borcunda ise yüzde 182'lik büyüme yaşandı. 2001 yılı sonunda 43,1 milyar dolar olan özel sektörün (bankalar+şirketler) toplam dış borç stoku 2006 sonunda 121,2 milyar dolara çıktı.

Özel sektör dış borcunun 73 milyar dolarlık kısmı şirketler kesimine, 48 milyar doları ise bankalara ait bulunuyor. Özel sektörün dış borçlanmasındaki artış yüzünden Türkiye'nin dış borçlarının GSMH'ye oranı yeniden kritik sınır olan yüzde 50'nin üzerine çıktı.

Bankalar dış borçlanmada önceleri ihtiyatlı giderken, 2006'nın son çeyreğinde borçlanmayı artırmış görünüyorlar.Şirketlerin ise dış borçlanma iştahı azalmamış görünüyor. Özellikle yüksek büyüme yaşanan son 3 yılda, özel sektörün hızla dışarıdan borçlandığı,Tüpraş, Erdemir gibi özelleştirmelerin de dış borçlanma ile gerçekleştiği dikkati çekiyordu. Dolayısıyla, büyümenin sıcak para girişinin yanı sıra, dışarıdan sağlanan kısa ve orta-uzun vadeli kredilerle gerçekleştirildiği söylenebilir.

Özellikle şirketlerin önemli kur risklerine rağmen borçlanmalarında "ucuz kur, yüksek faiz" politikası önemli bir rol oynuyor. IMF destekli politikaların etkisiyle kura baskı yapılacağına güvenen şirketler, dışarıdan borçlanarak içerideki yüksek faiz yükünden de kurtulmuş görünüyorlar. Nitekim, şirketlerin 2002 sonrası dışarıdan yaptıkları borçlanmalar sayesinde faiz giderlerini azalttıkları görülüyor.

En büyük 500 sanayi şirketinin, net katma değerinin kar-faiz-ücret arasındaki dağılımına bakıldığında da , ucuz dövizle borçlanmanın şirketlerin faiz giderini azalttığı görülebiliyor. Faizlerin zirvede olduğu kriz yılı 2001'de net katma değerlerinin yüzde 48.2'sini faize ayırmak zorunda kalan şirketlerin, dışarıdan borçlanmalar sayesinde bu payı 2005'te yüzde 8'e kadar azaltıp, bu sayede faiz giderlerini düşürüp karlarını artırabildikleri görülüyor.

Özel banka ve şirketlerin dış borçlanmada paylarının kısa sürede yüzde 58'e yaklaşması , bu kesimin "ucuz kur" lobiciliği yapmasını da beraberinde getiriyor.

Özetle, 2006'da da dış borç stoku azaltılamamış, hatta yüzde 52 oranında büyültülmüş ve çok önemli bir kırılganlığa katlanılmıştır. Şimdi bu borç yükünün baskısı altındadır hükümet. Bu kırılganlığın altında düşük kur politikasından vazgeçilemiyor, sıcak paraya fahiş faizler ödenmeye devam ediliyor, ucuz döviz ülke ekonomisini içten çökertiyor, hızla uydulaştırıyor, küçük ve orta işletmeler çöküyor, tarım iyice çözülüyor, kentlerde 5 milyon işsize her gün yeni işsizler ekleniyor.

Bu durumun hesabı verilmeli

Yazan : MOLLAOGLU   Posta :
18.09.2007 15:05:28
OKULUMUZA YOL GELTI COK SEVINTIK KOYLU OLARAK.BIZ KOYLULER SU OKUTUGUMUZ OKULU DA ONARIM YABABILSEK COK IYI OLACAK YAZIKTIR OKULALUMUZA COK YAZIK


Yazan : ATLAS   Posta :
16.09.2007 13:28:49
NİCE YILLARA YAKUP ÖZTÜRK...İYİ Kİ DOĞDUN...

Yazan : sedat kahveci   Posta : sedatkahveci6161@hotmail.com
16.09.2007 02:38:28
slm mıllet nasılsınız koyden bu aksam geldım koyde cok guzel havalar ama kımse kalmadı artık koyde cok sakın oldu zenozena

Yazan : atlas   Posta :
13.09.2007 13:09:45
TOZKOPARAN Nice Yıllara....

Yazan : kübra atmaca   Posta : mehlem_zenozena61@hotmail.com
10.09.2007 19:30:34
slm millet nasailsiniz amca kızı sanada slmlar

Yazan : MSC   Posta :
10.09.2007 12:01:49
Günebakan çiçeklerinin öyküsü

'Ekmeğin bir öyküsü var, ve suyun, toprağın, bulutların, yağmurun... doğanın bir öyküsü var. Ve toplumların, tıpkı üretici güçlerin ve üretim ilişkilerini, sınıfların bir öyküsü olduğu gibi. Her birinin ve her anının öyküsü bir önceki durumdan farklı özellik ve argümanları, bilgiyi taşır bünyesinde. Ve bizler yaşadığımız sürece durmaksızın ilişki içindeyiz doğayla ve yaşamla. Önemli olan bu ilişkinin niteliği, hangi bakış açısı ve dünya görüşünden beslendiğidir.''

Tüm bitkilerin gelişiminde güneş belirleyendir. Onların güneşle ilişkisi, farkında olmayıştan dolayımlılığa, geniş bir yelpazede dolanır durur. Bir tek günebakan çiçekleri; bir o, ölesiye önemser güneşi. Hepimiz tanırız onları, ama bilir miyiz hepimiz, nasıldır günebakan çiçeklerinin düşleri, nicedir düşünceleri? Uzun yeşil boyunları üzerinde kocaman, neşeli, enerjik, sarı bir coşku patlaması. Karanlıklara inat kocaman bir kahkaha. Güneşe sevdasını bir tek o haykırır yaşamı boyu. Bir tek o, aydınlığın tutkulu takipçisi. Taç yapraklarının ezgisi dolanır doğayı biteviye: Güneşe bakın, güneşe bakın... Günebakan, öncüsüdür doğanın. Güneş yoksa yaşam yitirir anlamını. Onun sarışın kahkahası yalnız güneş içindir. Doğadaki özgürlüğü güneşle ilişkisinin niteliğindedir...

Güneş öznesidir onun, aydınlığından beslenip olgunlaştığı. Yaşama dair her şeyi öznesinden öğrenir. Ve tüm yaşamı güneşle bütünleşme çabası. Uzatır taç yapraklarını, başını uzatır yolunu aydınlatan enerji kaynağına. Her gün yeni baştan düşer yollara. Sonsuz bir sabırla izler özenin ışıltılı hattını. İzler; güzleri, beyni, yüreği güneşe odaklı...

Güneş ve günebakan çiçekleri... Doğanın yeniye, ileriye yolculuğunun özne ve neferlerinin hikayesi. Her bir güne bakan çiçeği kocaman bir aile. Sayısız çekirdeği bünyesinde taşır her biri. Farklı renk, çap ve yoğunluğuyla her çekirdek birbirine, çiçeğe ve özneye sorumlu. Farklı olsa da boyutları, aynı tutkuyla çoğaltırlar özütü. Ve bilirler anlamsızlığını bir başınalığın. Gözleri özneye odaklı ve birbirine değer omuzları. Uyum ve dayanışmanın doruğu günebakan çiçeğinin merkezden çepere doğru güneşe kesmiş çekirdekleri. Büyütür her biri içinde güneşi ve çiçeği. Güneş, çiçekte ve çekirdeklerinde görür kendini. Çekirdek; o muazzam bütünleşmenin doğadaki simgesi... Güneş-günebakan çiçekleri ve onların çekirdekleri döner, ağar, ulanır ve yükselir. İçerir her biri diğerini kendinde ve her biri içerilidir diğerine. Ve dönüşür günebakanda öznenin besini bir başkasına. Dönüşür şeffaf, duru bir akışkana. Ve yayılır tüm yoğunluğuyla. Özne ve günebakan çiçeği bir başka düzlemde şimdi, yeni ve ileri.
Mutlu Şahin

Yazan : MOLLAOGLU   Posta :
27.08.2007 19:49:02
Avuçların açıldığı, gözlerin yaşardığı, ilahi esintilerin kalpleri okşadığı anın bir asra bedel olduğu bu gece dualarda birleşmek dileğiyle kandilinizi kutlarım.

Yazan : mustafa61   Posta :
27.08.2007 10:23:05
selam millet tüm müslüman aleminin BEraat Kandili Mubarek Olsunn. Nice kandillere.....

Yazan : MOLLAOGLU   Posta :
26.08.2007 15:20:42
IST GUNGORENDE, UZUNGOLCAY OCAGINDAN CAY ICMEDEN SAKIN HA IST BULDAN AYRILMAYIN BENDEN SOYLEMESI

<< Önceki 1 2 3 [4] 5 6 7 8 9 Sonraki >>

Sende yaz
İsim :
Posta :
Mesaj :

Kodlar , Duygular (Smile'ler)
Güvenlik :
2781620
Güvenlık kodunu girin :

Üyelik
Kullanıcı Adı :
 
Şifre :
 
Hatırla :
 
   

» Yeni Kayıt !
» Şifremi Unuttum !
Google'da Ara
Google
Anket
Memlekete hangi amaçla seyhat etmektesiniz?
Milli görevimiz olan fındık toplama (10 %)
Memleketim olsun çamurdan olsun (9 %)
Havasına suyuna, taşına toprağına (55 %)
İçgüdüsel olarak yönleniyorum (12 %)
Ben annemi özledim (12 %)
74 - Katılım
( Sonuçlar )
Takvim
« Nis Mayıs
Pz Sl Çs Cm Ct Pa
1 2 3 4
5 6 7 8 9 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
Döviz Kuru
Alış
1 EUR : 26.9965 YTL
1 USD : 38.7965 YTL
Satış
1 EUR : 27.1753 YTL
1 USD : 38.8664 YTL
© Günebakan Köyü
Webmaster:MSC |gunebakan@gunebakankoyu.com|
En iyi görüntüyü 1024*768 çözünürlükte Internet Explorer 4.0 ve üstü ile verir.
Web site motorumuz 2006 Aspsitem tabanldr.
Bu sayfa: 1,93 saniyede yorumlandı.